Burası Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Görükle Sakarya Mahallesi’nde bir apartmanda bulunan 19 numaralı daire. 1 Temmuz 2020’de Kamuran Pınar Acar tarafından kiralandı. Kızıyla beraber daireye yerleşen Kamuran Pınar Acar 13 ay boyunca kirasını ödemedi. Mal sahipleri de avukat Batuhan Arısoy aracılığıyla tahliye davası açtı. Tahliye kararında evin boşaltılması için son gün geçen hafta perşembe günü belirlendi. Polis ekipleri, tahliye işlemleri için eve geldi. 2 oda 1 salon dairenin çöp eve döndüğü ortaya çıktı. Cuma günü evdeki çöpü almaya gelen zabıta ekipleri ile bir emlak firmasının çalışanları ise, kilitli kapıyı kırarak girdikleri bir odada, çöp yığınları arasındaki çekyatta cenin pozisyonunda yatan yarı baygın bir çocuk buldu.
İKİ KAMYON ÇÖP
Türkiye’nin konuştuğu olayı araştırmak için eve giren Hürriyet muhabirleri İdris Emen ve Salim Uzun, karşılaştıkları manzarayı anlattılar:
Cem Muhammet’in yaklaşık 1 yıl boyunca adeta esir hayatı yaşadığı daireye yaklaştığımızda ağır bir kokuyla karşılaştık. 2 kamyon dolusu çöpün çıktığı evde elektrik kesik, sular da akmıyor. Bir kanepe, 2 yatak ve birkaç eşyanın bulunduğu evin duvarlarında yabancı dillerde yazılmış notlar olduğunu görüyoruz. Taktığımız maskeye rağmen kokudan dolayı evde en fazla 15 dakika durabiliyoruz.
KAPALI ODADA BİR ŞEY HİSSETTİK VE GERİ DÖNDÜK
Cem Muhammet bulunduğunda emlakçı Seda Balcı da kâbus evindeydi: “Perşembe günü avukat ve polisler evin kilidini değiştirdi. O sırada evin çöple dolu olduğunu görünce çok şaşırdık. Kilit değiştirildikten sonra camlarını açıp, çıktık. Cuma günü tahliye işlemleri sırasında bir odanın kilitli olduğunu fark ettik. Daha sonra ofise döndüğümüzde, ‘Acaba o kapının arkasında ne var?” diye konuştuk. Hani bir şeyi hissedersiniz ya işte biz de kapalı olan odayla ilgili bir şey hissettik ve o kapıyı açmaya karar verdik. Saat 7.00 gibi zabıta ekipleri geldi. Beraber eve girdik. Zabıtadan kilitli odanın kapısının açılmasını istedim. Kapı açılınca içi çöp dolu olan odada, yatağın üzerinde cenin pozisyonunda yatan bir çocuk gördük. Çocuğun tırnakları uzamıştı, kolları incecikti. Tepki vermediği için önce ölü olduğunu zannettik. Daha sonra bilincinin açık olduğunu fark ettik ve 112’yi aradık. 112 ekipleri bize, ‘Çocuğun uyumasına sakın izin vermeyin’ dedi. Konuşmuyordu. Benim de bir oğlum olduğu için bildiğim bütün çocuk şarkılarını söyledim. Şarkı söyleyince bizimle konuşmaya başladı.”
EVİ GÖRÜNCE ŞOKE OLDUK
Görgü tanıklarından emlakçı Banu Aşık: “Bu ev 2 yıl önce kiraya verildi. Öğretmen olduğunu söylemiş. Ancak 13 ay kirasını ödemeyince tahliye davası açıldı. Tahliye gününe kadar kimse bu evin Çöp Ev olduğunu bilmiyordu. Tahliye gününde evi görünce şoke olduk. O gün anne ve kızı evden çıkarken üstleri başları tertemizdi. Bu insanlar bu evde yaşamıyor gibiydi.”
EN SON SEKİZ AY ÖNCE GÖRMÜŞTÜK
Karşı dairede oturan Yiğit Kanat, “O dairede olan kızın da psikolojisi bozuktu. Anne-kız sürekli kavga ediyordu. En son 8 ay önce o çocuğu gördük. O zaman çok durgundu, konuşmuyordu. Kilosu yerindeydi. Çocuğu bir daha görmeyince babasıyla birlikte yaşadığını düşündük. Ama çocuğun zorla o evde tutulduğunu bilmiyorduk. O dairenin önünden geçerken kokulardan dolayı nefes almıyorduk” dedi. Bir komşu da “Gece 2-3 gibi kız ve annenin tartışmalarını, kavgalarını duyuyorduk. Ama evimiz bitişik olmasına rağmen hiç çocuk sesi duymadık. Biz o evde bir çocuğun olduğunu bile bilmiyorduk” diye konuştu.
BAKANLIK: KORUMA ALTINDA
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çocuğun korumaya alındığını duyurdu: “Bursa’nın Nilüfer ilçesinde bir çöp evde tutulan 9 yaşındaki çocukla ilgili, bakanlığımız sürece ilk andan itibaren müdahil olmuştur. Çocuğun velayeti eşinden boşanan anne Yasemin A.’ya verilmiş, anne çalışmak üzere Antalya’ya gittiğinde çocuğa anneanne bakmıştır. Anneannenin vefatıyla beraber evde yaşadıkları teyze ile kalan küçükten bir süre sonra haber alamayan anne Yasemin A.’nın 2020 yılında kayıp ilanı verdiği bilgisi edinilmiştir. Teyze Kamuran Pınar A.’nın ev kirasını ödememesi nedeniyle mahkemece evin tahliyesine karar verilmiş ve hükmün icrası sebebiyle eve girildiğinde çocuk sağlıklı olmayan bir ortamda bulunmuştur. Polis eşliğinde emniyete götürülen küçük çocuk, emniyetteki işlemlerinin ardından Bursa İl Müdürlüğümüze teslim edilmiştir. Sağlık tetkikleri için hastaneye götürülmüştür. Hastane sürecinin ardından Bursa’da savcılık kararıyla anneye verilen çocuk, Antalya’da yine savcılık kararıyla anneden alınarak bakanlığımızın kurumlarında koruma altına alınmıştır.”
“KEŞKE OĞLUMU ARASAYDIM”
Dokuz yaşındaki Cem Muhammet ‘çöp ev’den kurtarıldı. Peki anne neredeydi, çocuğunun durumunu bilmiyor muydu? Anne Yasemin A.’yı bulup konuştuk. İddiasına göre eşinden ayrıldıktan sonra oğluna kardeşi bakmaya başladı. Ancak son zamanlarda oğlunu kendisine göstermiyordu, araya pandemi de girince bağları iyice koptu. İşte annenin anlatımıyla hikâyesi:
ŞİDDET MAĞDURUYUM
“Bursa’da doğdum. Polis çocuğuyum, 48 yaşındayım. Anadolu Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nden mezun oldum. Şiddet nedeniyle eşimden boşandım. 2014 yılında Antalya’da bir halk eğitim merkezinde iş buldum. O sırada Cem 19 aylıktı. Antalya’da Cem’e bakacak kimse olmadığı için annemden Cem’e bakmasını istedim. Ancak o sırada kardeşim de boşanınca annem Antalya’ya gelmek istemedi. ‘Sen Cem’i bana bırak kardeşinin çocuğuyla birlikte bakarım’ dedi.
OYUNCAK GÖNDERİYORDUM
Çalışma hayatına başladığımda oğlumla ilgili sürekli annemden bilgi alıyordum. Kazandığım parayla Cem’e oyuncak gönderiyordum. Birkaç kez oğlumu görmek için annemle konuştum ama sürekli beni oyaladılar. Hatta doğum gününü kutlamak için Bursa’ya gittim ama taşındıklarını öğrendim. Bu sürede Cem kardeşime anne demeye başlamış. Annem birkaç kez ‘Kardeşin seninle görüşmemizi istemiyor’ dedi.
KİŞİLİK BOZUKLUĞU VAR
Annem hayattayken telefon irtibatımız hiç kopmadı. Oğlumu son kez annemin Şile’deki cenazesinde gördüm. Cem o zaman 6 yaşındaydı. Onu yanıma almak istedim ama paronoid kişilik bozukluğu teşhisi konulan kardeşim buna izin vermedi.
Beni darp edip çocuğumu kaçırdılar. O anın şaşkınlığı ile Antalya’ya dönüp Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulundum. Araya pandemi girince bağlantımız tamamen koptu. Kardeşimle ilgili defalarca suç duyurusunda bulundum ama adresi bir türlü tespit edilemedi.
Hatta o dönemde kardeşimin eski eşi de bana ulaştı yardım istedi. Çünkü o da çocuğu ile irtibat kuramıyormuş. Aklıma böyle şeyler yaşanacağı hiç gelmezdi.
YERDEN KIRINTILARI TOPLAYIP YEDİ
Oğlumun durumunu polisin telefonu ile öğrendim. Hemen bilet almak istedim ama bulamadım. Yalvar yakar otobüse kaçak yolcu gibi bindim. Cem’in durumunu hastanede öğrendim. Beynimden vurulmuşa döndüm. Oğlumu oradan alıp Antalya’ya getirdim. Çok kötü haldeydi. Akşam çizgi Film izleyip mısır patlattık. Öyle bir travma yaşamış ki içtiği ayranın dibini sıyırıyor, kurabiyelerin yere düşen kırıntılarını yiyordu.
Bazı hatalarım oldu ama ben de bir anneyim. Oğlumu bulmak için her yolu denedim. Ben yıllardır çocuğumdan ayrıyım, buldum sarılıp yatacaktım. Niye benden aldılar. Bir çocuğun annesine ihtiyacı var. 3 yıldır sesini duyamıyorum. Bu saatten sonra onu benden kimse ayıramaz. İşin acı tarafı çok zeki olan oğlum hiç okula gitmedi. Okuma-yazma bilmiyor.
BABASI HİÇ GÖRMEDİ
Babası ile uzun yıllar önce şiddet nedeniyle boşandık. Cem’i hiç görmedi. O yüzden bu süreçleri de hiç bilmiyor. Tek pişmanlığım keşke adalete sığınmakla kalmayıp kapı kapı gezip oğlumu arasaydım.”
‘KRAKERLE BESLİYORUM’
Anne Yasemin A.’nın yaşadığı Kemerağzı Mahallesi’ndeyiz. Muhtar Aydın Tezcan Yılmaz, “Mahallede kendisini Yasemin Hoca diye tanırız” diye anlatmaya başladı:
“Çünkü bize kendini öğretmen olarak tanıttı. Ama mesleğini yapmadığını söyledi. Babasından kalan maaşla geçindiğini biliyorum. Maaşı kesilmesin diye çalıştığı yerlerde sigorta yaptırmıyormuş. En son bir lokumcuda çalıştı ama yine kısa süreli. Maddi durumu iyi değildi. Birkaç kez yardım başvurusu oldu.”
Yasemin A. Gaye Sitesi’nde yaşıyor. Sitenin yöneticisi Arzu Toker’le konuştuk: “Yasemin Hanım’a bulunduğu giriş kat daireyi boşaltması için yaklaşık 6 ay önce ihtar çektik. Çünkü dairenin çevresi çöp ve kötü koku nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş durumdaydı.
BAKAMAZSIN DEDİM
Yasemin Hanım oğlunun annesinde olduğunu söylemişti. Sonra haberleri gördük, dehşete düştük. Hatta polise çocuğu koruma altına almalarını söyledik. Çünkü bu kadın o çocuğa bakamaz. Bursa’dan geldikten sonra yanına gittik, ‘Sen bu çocuğa bakamazsın, devlete emanet et’ dedik. ‘Ben onu krakerle besliyorum’ dedi. Böyle bir kadına çocuk emanet edilir mi?”
BESLENEMEDİĞİ İÇİN FİZİKSEL SIKINTILAR VAR
9 yaşındaki Cem Muhammet A.’nın devlet korumasına alındığını kaydeden Antalya Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Abdullah Çalışkan, “Yavrumuz devlet güvencesi altında. Uzun süre beslenme konusunda sıkıntılar yaşadığı için fiziksel bazı problemleri var. İlgili tüm kurumlarımız yavrumuz için seferber olmuş durumda. Gereken neyse yapılacak” dedi.
İLK İSTEĞİ ÇİKOLATA OLDU
Cem Muhammet tedavisinin ardından Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ekiplerince berbere götürüldü ve saçları kestirildi. Küçük çocuğun ilk olarak kuruyemiş ve çikolata istediği öğrenildi.
TRAVMA YAŞIYOR
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, AÜ Hastanesi’nde tedaviye alınan 17 kilo ağırlığındaki çocukla ilgili “Genel olarak bir gelişme geriliği var. Aslında daha önemlisi muhtemelen çok algılayamadığımız ruhsal travmaları var. Beslenme yavaş yavaş ilerletiliyor. Çocuğa moral ve motivasyonun iyileşmesi için çeşitli hediyeler de verildi. Herhangi bir organ yetmezliği de yok” dedi.
ÇILDIRTAN SAVUNMA: BENİMLE MUTLUYDU
‘Çocuğa eziyet’ suçlamasıyla tutuklanan teyze Kamuran Pınar Acar ifadesinde, “Yeğenim yanımda mutluydu. Ne zaman annesinin kendisini almak istediğini öğrendi o zaman çok üzülüp kendisini odaya kapattı. Kimseyle konuşmak istemedi. Annesine gitmemek için böyle bir davranış içine girdi. Son 4 ayda bu hale geldi. Etrafa zarar vermesin ve kaçmasın diye kapıyı kilitledim. Çöpler ise evi toplarken çıktı” dedi.