Karar gazetesi müellifi Taha Akyol, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Babacan ve Davutoğlu için “ihanet” nitelemesi yapması, günlük siyasi hengamelerin ötesinde, son derece kıymetli bir problemimizi yansıtıyor: Sadakat ve itaat odaklı siyasi kültürde kontrol ve istikrar mümkün olmuyor. Tenkitlerle, müzakerelerle önlenebilecek kusurlar düzeltilemiyor, krizle sonuçlanıyor…” değerlendirmesini yaptı. Akyol, “Önemini koruyan bir kurum kaldı mı?” kanısını lisana getirdi.
Akyol yazısında, “Kamu görevlerinde “sadakat” temel alınırsa, liyakat düşüyor. Kamu kurumlarının hem verimliliği hem güvenliği azalıyor. Bakan Nebati, “Merkez Bankası’nı ve siyaset faizini önemsizleştirdik’’ demişti. (24 Ocak 2022) Evet motamot bu türlü; hem kurumlar değersizleşti, hem devlet, ‘para politikası’ üzere araçları değersizleştirerek ekonomiyi düzenleme kapasitesini kendi eliyle zaafa düşürdü. Sonuç ortada; kriz! Erdoğan’ın “benim valim, benim bakanım” hatta, “benim savcım” kelamlarını hatırlayın… Türkiye bu türlü yönetim ediliyor nitekim. Bu yüzden kurallar muğlak kurumlar zayıf… Kıymetini koruyan bir kurum kaldı mı? Bu türlü bir kamu bürokrasisinde, CB Yardımcısı Fuat Oktay’ın tanıklığıyla, “beyefendi bu türlü istedi, bu türlü talimat verdi” anlayışı hakim oluyor, çarklar yeterince dönmüyor. (5 Ekim 2019) Bu durumda Erdoğan’ın yanlışlarını söylemek, itiraz etmek ihanet oluyor. Muhalefet aslında hain!…” sözünü kullandı.