Amerikalı savcılar, Belaruslu yetkilileri, 23 Mayıs 2021’de Ryanair Havayolları’na ait bir yolcu uçağını, sahte bir bomba ihbarı bahanesiyle Belarus’un başkenti Minsk’e indirmekle itham etti.
Belaruslu muhalif gazeteci Roman Protaseviç ve partneri uçaktan indirilerek gözaltına alınmışlardı.
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yetkilileri olay için “pervasız bir ihlal” yorumunu yapmıştı.
Bu hafta Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan bir raporda da bomba ihbarının sahte olduğu bilinerek kasten uçağı Minsk’e indirmek için yapıldığı sonucuna varıldı.
ABD Adalet Bakanlığı Sözcüsü, Belarus Devlet Hava Trafik Genel Müdürü ve Yardımcısı Leonid Mikalaeviç Çuro ve Oleg Kazyuçits ile isimleri tespit edilemeyen iki güvenlik yetkilisinin halen Belarus’da olduklarını söyledi.
Dört Belaruslu yetkili, ABD’de yargılanmaları halinde ömür boyu hapse mahkum edilebilir.
SUÇLAMALAR
Savcılık tarafından hazırlanan dosyada Hava Trafik Genel Müdürü Leonid Mikalaeviç Çuro, Ryanair uçağı Litvanya’nın başkenti Vilnius’a gitmek üzere Yunanistan’ın başkenti Atina’dan havalanmadan önce, Belarus hava trafik yetkililerini bizzat arayarak sahte bomba ihbarını bildirmeke suçlanıyor.
Hava trafik yetkilileri bu ihbar üzerine uçağın Belarus hava sahasına girmesini bekledikten sonra pilota bomba ihbarı bildirimini ileterek Minsk’e inmesi talimatı verdiler.
Çuro’nun yardımcısı Kazyuçits de daha sonra, bomba ihbarı ve güvenlik yetkililerinin olaydaki rolünü gizlemek amacıyla kayıtlarda sahtecilik yapmaya çalışmakla suçlanıyor.
PİLOTLAR ARTIK KUŞKU TAŞIYACAK
Savcılığın başvurusunun New York’taki federal mahkemeye iletilmesi sonrası açıklama yapan FBI Başkan Yardımcısı Michael Driscoll, bunun bir Uçak kaçırma ve “ABD yasalarının pervasızca ihlal edilmesi” olduğunu söyledi.
Driscoll, “Bundan sonra bir kontrol kulesinden tehlike ihbarı alan bir pilot bunun gerçek bir tehdit olup olmadığından şüphe edecek ve bu da insanların hayatını tehlikeye atacak” dedi.
Geçen yıl Ryanair CEO’su Michael O’Leary da olay için “devlet destekli hava korsanlığı” yorumunu yapmıştı.
Olay uluslararası düzeyde sert tepkilere yol açmış; ABD, AB ve İngiltere, Belarus’a cezai yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko o sırada bomba tehdidinin gerçek olduğunda ısrar etmiş ve “ülkesinin güvenliğini” düşünmek zorunda olduğunu söylemişti.