ABD’nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Karen Donfried, AA muhabirine, Ankara ve İstanbul’u kapsayan Türkiye ziyaretini ve ikili ilişkilere dair güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Ziyaretinin ve temaslarının kapsamına ilişkin Donfried, “Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevimde nispeten yeniyim. Görev sürem içinde olabildiğince erken bir zamanda Türkiye’yi ziyaret etmek benim için çok önemliydi. Bu da Türkiye’nin köklü ve değerli bir NATO ortağı olduğunun göstergesi. Birçok ortak çıkarı paylaşıyoruz ve birlikte yapabileceğimiz çok şey var. Bundan dolayı Ankara’ya gelip bu görüşmeleri bizzat başlatmak için can atıyordum.” ifadelerini kullandı.
Karen Donfried, Türkiye ve ABD arasındaki diyalog mekanizmalarının ne kadar açık olduğunu ve ilişkilerde yoğun bir temas ve diyalog sürecine girilip girilmediğine ilişkin şunları söyledi:
“Ziyaretimin zamanlamasının uygun olmasının bir nedeni de iki ülke cumhurbaşkanlarının, Başkan Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 kapsamında Roma’da şahsen görüşme fırsatı bulmuş olması. Bu görüşmede, her iki taraf, birlikte etkin bir şekilde çalışabileceğimiz birçok konuda diyaloğumuzu derinleştirmemiz gerektiği hususunda hemfikir oldu. Bundan dolayı (Türk) Dışişleri Bakanlığındaki temaslarımın çoğu, iki ülke cumhurbaşkanlarının yaptığı görüşmeyi somut bir teklifle nasıl destekleyebileceğimize odaklandı ve ben, bu fikir alışverişini sürdürmeyi dört gözle bekliyorum.”
“DİYALOĞUN ABD İLE TÜRKİYE ARASINDA DÜZENLİ ŞEKİLDE DEVAM ETTİĞİNİ BELİRTMEK İSTERİM”
Kendisinin ziyaretinin ardından ABD’den Türkiye’ye planlanan üst düzey ziyaretler olup olmadığına ilişkin Donfried, “Muhakkak, devamlılık arz eden fırsatlar olacaktır. ” dedi.
Donfried, yakın zamana bakıldığında, Türkiye ile ABD arasında Yüksek Düzeyli Savunma Grup Toplantısı’nın Washington’da bu hafta düzenlendiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Dolayısıyla bu diyaloğun ABD ile Türkiye arasında çok düzenli şekilde devam ettiğini belirtmek isterim; bu üst düzey diyalog için bir sonraki fırsat, kasımın sonunda, aralık ayının başında düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı olacak. Şüphesiz, iki dışişleri bakanımız NATO bağlamında, bizi orada birleştiren çok önemli gündem üzerinde birlikte çalışacak.”
NATO’nun gelecek 10 yıl için stratejik yönünü belirleyecek yeni bir kavram üzerinde anlaşmaya varacağı bir sonraki liderler zirvesinin haziranda Madrid’de düzenleneceğine dikkati çeken Donfried, “Bence bu, ABD ve Türkiye’ye, tüm NATO müttefiklerimizle birlikte bugün karşı karşıya olduğumuz hem bölgesel hem de küresel zorluklar hakkında stratejik düşünmek için harika bir fırsat sunuyor.” diye konuştu.
“TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİMİZİ DERİNLEŞTİRME KONUSUNDA KARARLIYIZ”
Donfried, “ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlığını artırması Türkiye’de rahatsızlık duyulmasına yol açtı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e Ortak Savunma İş Birliği Anlaşması’nın imzalanmasından sonra gönderdiği mektupta da ‘iki ülkenin, barışı tehdit eden eylemlere karşı kararlılığı” ifadesi yer alıyor. ABD, Yunanistan’la birlikte Türkiye’ye karşı bir pozisyon mu alıyor?” sorusu üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bunu duyduğuma çok üzüldüm, bunun Türkiye’de endişeye yol açmasına… Çünkü ABD’nin herhangi bir NATO müttefikiyle daha derin angajmanının olmasının iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. ABD, Türkiye’deki iş birliğimizi derinleştirmekle de aynı derecede ilgileniyor. Elbette ziyaretimin amacı, ABD ve Türkiye’nin nasıl daha yakın çalışabileceğini Türk ortaklarımızla birlikte düşünmek. Yunanistan’la iş birliğine de kesinlikle bu açıdan bakılması gerektiğini düşünüyorum.
Hatırlayacaksınız; Başkan Biden göreve geldiğinde ‘Amerika yeniden’ vurgusuyla ABD’nin kilit müttefiklerimizle ilişkilerimizi derinleştirmek, ittifaklarımızı ve ortaklıklarımızı yeniden canlandırmak arzusunu dile getirdi. ABD’nin, müttefiki Yunanistan’la yaptığı şeyin özünde bu var ve Türkiye ile iş birliğimizi derinleştirme konusunda da kararlıyız.”
“BİRLİKTE ÇALIŞARAK ÇÖZÜME ULAŞACAĞIMIZDAN EMİNİM”
Donfried, “Türkiye, F-35’ler için 1,4 milyar dolar ödedi. Hem ABD hem de Türkiye’nin, her iki tarafın da bu paranın iade edilmesinde hemfikir olduğu anlaşılıyor. Bir yandan da F16’ların satın alınmasıyla, bu parada mahsuplaşmaya gidilebileceğine ilişkin devam eden görüşmeler var. Bu sürecin adresi Kongre midir? Eğer Kongreden onay alınamazsa ABD yönetimi, bu süreci, kısır döngüyü nasıl yönetecek?” şeklindeki soruya “ABD ve Türkiye, birçok yönü olan sağlam bir savunma ilişkisine sahiptir.” yanıtını verdi.
Washington’daki Yüksek Düzeyli Savunma Grup Toplantısı’nda bu konular dahil bir dizi başlığın ele alındığını aktaran ABD’li Bakan Yardımcısı Donfried, “Bence burada önemli olan; ABD ve Türkiye’nin bu konular üzerinde çalıştığı, devam eden bir sürecin olmasıdır. Birlikte çalışarak çözüme ulaşacağımızdan eminim.” ifadesini kullandı.
“MÜTTEFİK AÇISINDAN, CAATSA’NIN YASAL GEREKLİLİKLERİ FARKLIDIR”
Donfried, “CAATSA yaptırımları söz konusu olduğunda, bir yanda ABD’nin, Kuzey Akımı 2 boru hattı projesine yönelik yaptırımlardan feragatı var. Diğer yandan Hindistan’ın S-400 anlaşması söz konusu. Bazı haberlerde, Hindistan için de bir muafiyet veya feragat olacağına dair sinyaller var. Hindistan için bir muafiyet veya feragat söz konusu olursa, Türkiye’nin pozisyonunu göz önünde bulundurduğumuzda bu bir çeşit adaletsizlik, çifte standart adımı olmaz mı?” sorusu üzerine Kuzey Akımı 2 boru hattı projesine ilişkin mevzuatın, Avrupa’nın Enerji Güvenliğini Koruma Yasası (PEESA) olduğunu belirtti.
S-400’ler konusunda, Hindistan’a yönelik olası bir muafiyet ya da feragat haberlerine ilişkin Donfried, şu ifadeleri kullandı:
“Bu konuda alınmış bir karar yok, bunda net olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda bir müttefik açısından, CAATSA’nın yasal gereklilikleri farklıdır. Dolayısıyla bu mevzuatta Hindistan ve Türkiye’nin farklı muamele görmesini anlamanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bu, karmaşık bir konular dizgesi. Hindistan hakkında bir karar alınmadığını tekrar etmek isterim. CAATSA’yı ele aldığımızda, Hindistan ve Türkiye’yi aynı sepete koymamalıyız. Türkiye’nin ABD’nin bir NATO müttefiki olduğunun ve bunun yasal sonuçlarının hatırlanması bu bağlamda önemli.”
F16 TEDARİKİ
Türkiye’nin ABD’den F16 tedarikine ilişkin süreç hakkında ise Karen Donfried, ABD’nin, Türkiye’nin F16’lara gösterdiği ilgiden memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Donfried, “Yakında Washington’a bu konuda görüşmeye devam edecek bir heyetin geleceğini biliyorum. (Türkiye’nin ABD’den F16 satın alma talebi) Bu talebi, ileriye taşımak için bu teknik süreci sürdüreceğiz.” dedi.