Hakkında açılan davalar sonrası yurtdışına çıkan ve halen Fransa’da yaşayan Cem Uzan, medya sektörüne geri dönmeye hazırlanıyor. Youtube üzerinden yayınlanan Zanka TV’de Ferit Atay’ın sunduğu Sorgulu Yorum programına katılan Uzan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Atay’ın “İktidar değiştiğinde, iktidar medyası-muhalif medya diye ikiye ayrılan, partilerin fonladığı medya sisteminden çıkıp da yeni bir medya sistemi kuracak mısınız?” sorusu üzerine “Medya konusunda ekim ayını bekleyin sürprizlerim var. Bütün özgür çalışan, bağımsız çalışan ve hiçbir siyasi parti tarafından fonlanmayan medya konusunda, sürprizlerim var” yanıtını verdi.
‘TÜRKİYE SİYASİ VE YAŞAMSAL BİR KAOSA GİDİYOR’
Cem Uzan’ın programdaki gündeme ilişkin açıklamaları özetle şöyle:
“Bundan 18-20 ay evvel Türkiye ekonomik bir kaosa gidiyor dediğimde, 128 milyarı açıkladığımda, Türkiye’nin ekonomisinin çökeceğini, faizlerin patlayacağı, döviz kuru, enflasyon… Hepsini söyledim. Şimdi başka bir şey söylemek istiyorum. Türkiye siyasi bir kaosa gidiyor. Zaten ekonomik bir kaosun içinde. Sadece siyasi bir kaosa gitmek değil, yaşamsal bir kaosa gidiyor.
Sayın Kılıçdaroğlu gitti SADAT diye bir şirketin kapısına dayandı. Niye dayandı? Çünkü bunların seçimlerde hile yapacaklarını, seçimlerde bir manipülasyon yapılacağını dile getirdi. Endişelerini kamuoyuyla paylaştı. Güzel. Ne yaptı yine CHP ve Millet İttifakı? Nisan sonunda geçirilen seçim kanununu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Neydi bu götürdükleri maddeler? İl ve ilçe seçim kurullarının tüm yetkisine haiz olan hakimlerin, atanma ve kıdemlerinin değiştirilmesiydi. Neden? Çünkü seçimin sandıkta manipüle edilmesinden endişe ediyorlar. Çünkü 2019’da tüm Türkiye, İstanbul’da bu çabaların nasıl yapıldığını yaşadı. Yani anayasa suçu işlenme endişesi var. Seçime hile karıştırmak bir anayasa suçudur. Peki, Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olamayacağı halde aday yapılması anayasa suçu değil midir?
DEVLETİN BÜTÇESİ YOK, PARANIN NEREYE NASIL HARCANDIĞI BELLİ DEĞİL
Bugüne baktığınızda; bir binayı taşıyan 4 kolon vardır, 3 kolonla 2 kolonla taşıyamazsınız. Ekonominin bazı temel prensipleri vardır. Sizin bir bütçenizin olması lazım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugün bütçesi yok, var da yok. Bütçe olmayınca nereye ne harcadığınızı kimse bilmiyor. Bunlar da vatandaşa hepsi enflasyon ve zam olarak dönüyor. Basılan paranın sonucu bu. Artı, zaten dövizin yok, tüketmişsin bütün rezervleri, kabadayılıkla ekonomi yöneteceğini zannediyorsun. Dünyada Sovyetler Birliği beceremedi bunu, senin hiç becerme şansın yok. Bu çerçevede döviz kuru yükselmeye devam edecek.
DOLARI SENE SONU 25-30 LİRA BANDINDA GÖRÜYORUM
Ben sene sonu için 25’le 30 arası bir bantta görüyordum ocak ayında, aynı fikirdeyim şu anda da. Daha kritik olan gelecek Haziran’da kaç lira olacak. Seçim gününde yapılsın, kaç lira olacak? 40,35,50… Bilmiyoruz.
TÜİK’İN RAKAMLARI MATEMATİKSEL OLARAK AÇIKLANABİLECEK ŞEYLER DEĞİL
Kralın çıplak olduğunu Türkiye’nin görmesi lazım. Her gün TÜİK’ten birileri istifa ediyor. Neden? Çünkü kendilerinden istenen sahtekarlığa giriyor. Matematiksel olarak açıklanabilecek şeyler değil. Sen yüzde 70 açıklıyorsun, gerçek enflasyon yüzde 150,160. Kimi kandırıyorsun? Vatandaş görmüyor mu? Görüyor. Devlete olan güveni yok ediyorsunuz. Devletin itibarını zedeliyorsunuz.” (HABER MERKEZİ)