Ebubekir Hazım Tepeyran, vali, içişleri bakanı ve milletvekili olarak devletin üst seviye kademelerinde vazife yaptı.
Dolayısıyla muharrir, Anadolu insanını yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Edebi kıymetinden çok ihtiva ettiği Anadolu gerçekliği açısından kıymetli olan Küçük Paşa isimli bu roman, müellifin deneyim ve müşahedelerine dayanarak kaleme aldığı bir yapıttır.
Nitekim müellifin kendisi “Küçük Paşa bir kıssa diye okunur ise sanat nokta-i nazarından pek çok ayıbı görülür; ‘Anadolu mecmua-i tesaviri’ diye bakılırsa bittabi layuadd neva bulunur demektedir.
Romanda, İç Anadolu’nun, kuwetle muhtemel Niğde’nin bir köyündeki insanların gündelik hayatları olanca çıplaklığıyla anlatılmaktadır.
Sayfa: 240
Aydınlara verilen muhtıra
Küçük Paşa, Anadolu köylüsünün sefil hayatı; konutları, ömür şekilleri, giysi kuşanılan, eşyaları; inançları, inanışları, kent hayatının renkleri ve imkanları karşısında ışıksız ve çaresiz kalışları, devletin bu noktadaki ihmalkarlığı göz arkası edilmeden anlatılarak aydınlara verilmiş bir muhtıra olarak da okunabilir.
Orjinal metinler
İlk baskısı 1910 yılında yapılan bu roman, 36 yıl sonra, 1946′ da, şahsen yazan tarafından lisanı sadeleştirilerek ve romandaki pek çok kısım çıkarılarak yeni harflerle yayınlanır. Çıkarılan bu kısımlar, devrin Anadolu köylerindeki gerçeği gösteren bir belgesel niteliği taşımaktadır. Elinizdeki metin, Küçük Paşa romanının 1910 yılındaki özgün halinin Latin harflerine transferidir.